AŞK YASAKTI
Babamın vefatından sonra 43 senelik bir berbaberliğin ardından annemde bu yokluğa fazla dayanamadı üç ay sonra annemde vefat etti.
Annemle babamın gençliklerinde nasıl bir aşk yaşadıklarını,nelere göğüs gerdikten sonra evlendiklerini kendi ağızlarından dinledik.Annemle babamın vefatından bir müddet sonra tavan arasında eşimle yaptığımız düzenlemede burada kilitli küçük bir sandık gördük. Annemle babam yalnız yaşadıklarından biz pek tavan arasına çıkmazdık.
Sandık kilitliydi. Aramalarımıza rağmen sandığın anahtarını bulamdık. Sonunda sandığın kilidini bozarak açmak zorunda kaldık. Sandığın içinde iki adet defter, eski sararmış fotoğraflar vardı.
Defterleri alıp açtığımda bunların babamın günlükleri olduğunu gördük. İlk günlüğün yazılışı babamla annemin evlendikleri günden başlıyordu. Günlük el yazısıyla anlaşılır biçimde hiç bir şey gizlenmeden yazılmıştı.
Büyük bir merakla ilk defterin ilk sayfasından başlıyarak okumaya başladım. Her sayfayı,her tarih atılmış günün anısını okurken olayların karşısında zaman zaman babamın nasıl bocaladığını nasıl açmazlara düşütüğünü,daha sonra annemle birlikte nasıl açmazlardan kurtulduklarını hayretle okuyordum. Bu sayfaların içinde ne kadar gizli kalmış anıların olduğunu gördüm. Aklıma ilk gelen acaba bu anılardan annemin haberi varmıydı oldu.
İlk defterin sonlarına doğru ilginç bir anıyla karşılaştım. Şöyle yazıyordu:
“…/…./…… Cumartesi
Bu gün öğleden sonra tatil olduğundan daireden çıktıktan sonra şehrin ana caddesinde yürürken şehrin zenginlerinden biri arkamdan seslendi. Bir çay içmek için dükkanına davet etti. Yazıhanede ikimiz çay içerken adamın bana söylemek isteyipte söylemekte zorlandığı bir şeylerin olduğunu sezdim. İşte o andan itibaren bende huzursuz olmıya başladım. Bir an önce çayımı bitirip kalktığımda benimle çok önemli bir şeyi konuşacağını ama bu söylediklerinin aramızda kalması gerektiğini söyleyip oturmamı istedi. Merak etmiştim. Bir müddet daha anlatmakta zorlandı ama sonra konuşmaya başladı: Bu kişinin bir kızı vardı. Bu kızcağızın kalbinin delik olarak doğduğunu, doktorların bu kızın en iyi tahminle 20-22 yaşına kadar yaşayabileceğini söylemişler. Adam kızını yaşatabilmek için yurt dışından ilaçlar getirerek kızını 21 yaşına kadar yaşatmayı başarmıştı. Doktorların söylediği gibi 21 yaşında bu kızcağız vefat etti. İşte bu hanımda benim gibi günlük tutuyormuş. Bu kızın vefatından sonra babasının bu kızının günlükleini okuması sonucu bu hanımın gizliden gizliye bana tek taraflı bir aşkla tutkun olduğunu anlamış.
Adamın anlatıklarından o kadar etkilenmiştimki hiç sesimi çıkarmadan dinliyordum. Adam anlatıkca renkten renge giriyordu.
Bu hanım bana olan tek taraflı aşkına o kadar kaptırmışki bu aşkını kendi sağlık durumunu bildiği için bana bir türlü açamamanın ezikliği içindeymiş.Ben bu kızdan 6-7 yaş büyüktüm. Ben evlendikten sonra bile bu hanımın bana olan tektaraflı aşkı devam ediyormuş. Birgün bu hanım vefatına az bir zaman kala benim eşimle bir aile toplantısında bir araya gelince bu hanım eşimi bir kenara çekerek bana olan tek taraflı aşkını anlatarak, biliyorum bu tek taraflı bir şey ama yinede onu sevmeden yapamıyorum demiş. Benim hanımda bu aşkını niçin o kişiye söylemediğini söylediğinde kadın; benimki tamamen tek tarafılı sevgi. Sonra doktorların dediğine görede yaşama şansım zaten yirmili yılların ilk yarısını geçemiyecek,niçin hem onun hemde sizin hayatınızı alt üst edeyim demiş. Eşim,peki niçin bunu bana söylüyorsun dediğinde bayan; bunu size niçin söylüyorum bende bilmiyorum ama size söylemem gerektiğini hissettim demiş. Şunuda söylememde fayda var,ben eğer beyinize bunu söyleseydimde bana olmusuz cevap vereceğini adım gibi biliyordum demiş.
İşte burada adam sustu. Bende bir şeyler söylemek istedim ama her şey boğazımda düğümlendi,konuşamadım. Ayağa kalktım tam yazıhaneden çıkacaktımki döndüm adama baktığımda gözlerinden yaş akıyordu. Bunu bu kadar zaman sonra niçin bana açıkladığını sordum. Adam bana yaşlı gözlerle baktı baktı; sadece bilmeniz gerektiği düşündüm dedi.
Adamın yanından çıktığımda aklımı kurcalayan tek şey yıllar önce eşimin haberinin olduğunu söylediği bu konuda eşim bana niçin hiçbir şey söylememişti acaba !”
Babamın günlüğüne düştüğü bu notlarından sonra çok uzun bir süre bu konu hakkında günlüğünde tek bir satır bile yazılmamıştı.
Babamın ölümünde sadece 12 gün önce yazılan günlükte aynen şöyle yazıyordu;
“…/…./…… Çarşamba
Eşimin o bayanla benim hakkımda yaptığı konuşma hakında bu kadar sene geçmesine rağmen bana hiç söz etmeyişini hep merak ettim. Artık benimde son günlerimi yaşadığımı biliyorum. Bunu mutlaka eşime sormam gerektiğini düşündüm. Ama bunu onu kırmadan nasıl açacağımı günlerce düşündüm. Sonunda bir gece bunu eşime söylemiye karar verdim. Yemekten sonra o örgüsünü örerken bende hem radyo dinliyordum hemde günlük gazetemi tekrar okuyordum. Eşim birden ,sor ne soracaksan hayatım kendini bu kadar sıkmana gerek yok bitanem demezmi ? Yok bi şey dediysemde israr etti. Bende yıllar önce öğrendiğim olayı anlattım. Bunu öğrendiği halde niçin bana bundan hiç bahsetmediğini sordum. Eşim, ben sana bir şey sorabilirmiyim dedi. Sor dedim. Sen de bu kadar sene önce öğrendiğin halde niçin bana bunu bildiğini söylemedin dedi. Bir suskunluk oldu. Eşim; benim senden evliliğimizden en ufak bir şüphem yoktu. O hanımın tek taraflı olan sevgisine de saygı duyuyordum,hala duyuyorum ama bizim ikimizin sevgisi tek taraflı değildi.Öyle olsaydı 42 seneyi aşkın sürermiydi.
Artık rahatlamıştım. Kalktım eşimin ellerini avuçlarımın içine aldım,böyle bir kadınla evlendiğim için ne kadar şükretsem azdır.”
Bu babamın günlüğüne düştüğü son nottu.
Kamil ERBİL
Yorumlar
Yorum Gönder