Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İKİ YAŞLI

  Teravih  KAMİL ERBİL' İN YERİ İKİ YAŞLI Şubat 24, 2021  Teravih namazından sonra komşularla mahalle kahvesinde içilen birkaç bardak çayın ardından bakkala uğrayıp sahur için ekmek ile evdekiler için birkaç şey aldı. Bakkal “Bu gece iftarda çocukların,torunların vardı galiba” diye takıldı. “Öyle,öyle” dedi yaşlı adam. Dışarıda yavaş yavaş kar atıştıran ama oldukça soğuk bir hava vardı. Yaşlı adam bir elinde poşet içinde bakkaldan aldıkları, diğer elinde bastonu ile buz tutmuş yolda karlar arasından düşmemeye gayret ederek eve doğru gidiyordu. Karısı teravih namazına giderken” Aman bey yollar buz tutmuş giderken gelirken dikkatli yürü de kayıp düşme” dediğinde “Sen merak etme hatun” demişti. Bahçe kapısını açtı buz tutmuş merdivenler dikkatli bir şekilde çıkıp kapının ziline basacağı sırada kapı açıldı;”Hoş geldin baba” dedi gelini. “hoş bulduk kızım” dedi “Elindekiler alayım baba” yaşlı adam elindekileri gelinine verip bastonunu duvara dayadı ve ayakkabılarını çıkarıp besmele ile

KAYAN YILDIZ

  Bazı zamanlar ortamdan uzaklaşmak,kafamda oluşan düşüncelerden kurtulmak veya onları daha iyi analiz edebilmek için yanlız kalmayı tercih ederim. Geçmişte böyle zamanlarda arkadaş veya dostlarımla birlikte o eski meyhanelere giderdik.. Giderdik dediysem de, körkütük sarhoş olmıya değil tabiki ,birbirimize içimiz dökmek hoşumuza gider,ferahlamış ve rahatlamış olarak çıkardık oradan. .Zaman zaman bazı içkili lokantalara arkadaşlarla birlikte gittiğimiz olursada,ben içki içmediğimden sadece kola veya gazoz içer onların dertlerine ortak olmıya çalışıyorum.. Bazende,içki içmem,sigarayıda bırakalı uzun zaman oldu,ben sizin masanınza uygu düşmüyorum desemde;abi sensiz olmuyor.Sen bu masanın demirbaşısın.Otur içme bizi dinlediğin yeter, diyorlar.. Dün akşama doğru nedense biraz içimdeki sıkıntıyı atmak birazda değişik bir ortamda bulunma isteği ile hiç kimseye haber vermeden bazı zamanlar gittiğim deniz kenarındaki o içkili lokantaya yanlız olarak gitmeye karar verdim. Arabama bindiğimde vak

AÇIKTI

  Annem ve babamın vefatından sonra ben ablam ve eniştemin yanınada kalmıya başladım. Evlenme çağına gelince isteyenlerim oldu ve ablamla eniştemin uygun gördüğü kişiyle evlendim. İlk zamanlar güzel geçiniyorduk ama çok geçmeden anlaşmazlıklar başladı. Eşim eve geç geliyor,zamanlı zamansız, haklı haksız bana bağırmayı adet edindi. Zamanla da bu iş fiziksel şiddete kadar vardı. Bu arada bir kızımız oldu,artık dayanmaya gücüm kalmadığından ayrıldım.Kızımı mahkeme süt çocuğu olduğundan bana verdi. Boşandıktan sonra tek gidebileceğim yer yine ablamla eniştemin eviydi,öylede oldu. Ama ev ev üstüne olmaz deniyorya bu gerçekmiş .Zamanla ben ve kızımın bu evde sığıntı haline geldiğimizi düşündük.öylede oldu. Annemden ve babamdan bir ev kalmamıştıki gideyim kızımla beraber orada oturayım. Bu arada da benimle evlenmek isteyen taliplerim çıktı,ama yeni yeni yürümeye başlıyan kızımı eveleneceğim kişiler ,kızını babasına ver diyorlardı. Artık durum o kadar zorlaştıki ablamın evinde artık olamıyacağ

KABRİSTAN

  Elindeki çepin ile kabrin üzerini düzeltmeğe başladı.Kabrin sağını solunu topluyor,bazı otları temizliyor ve kazıyordu.Kazı esnasında topaç haline gelmiş olan toprakları da elleri ile ufalıyor , kabrin üzerini düzeltiyordu.Ilık bir sonbahar gününün öğleden sonrasında terlemişti.Elindeki çepini bir kenara bıraktı,elini beline koyarak şöyle bir doğruldu. Uzun zaman eğilerek çalışması sonucu beli biraz ağrımıştı. Yorulmuşum galiba derken terleyen yüzünü cebinden çıkardığı mendil ile sildi.Her iki elinide yarım yumruk haline getirdi ve ellerini beline koydu.şöyle geriye doğru doğruldu ve yüzünü buruşturup,ağzını büzerek derin bir “oooof” çekti...Yorulmuştu. “Merhaba abi hoş geldin” .Başını çevirdi.Kabristan bekçisi idi. “Hoş bulduk,nasılsın” dedi. Adam “sağol abi iyiyim” dedi.Konuşurlarken az ilerideki taze mezara gözü takıldı adamın.Birden heyecanlandı. “Kim bu” dedi.Mezarlık bekçisi ise “Abi hani bir bayan vardı ya senin gibi her hafta buraya ziyarete gelirdi hani,işte o kadın.Dün geti

KOMŞULARIMIZ

  Bazen geçmişe dalar sanki o günlerin özlemini çekerim... Saflığın, temizliğin sembolü olan çocukluğuma giderim, zaman zaman. O günlerde yaŞadıklarımı anımsamaya çalışırım. Bir şeker tanesiyle mutlu olduğum,avutulduğum o günleri özlemle hatıramda canlandırırım. Sokakta hiç bir sorumluluk olmadan tıpkı o günlerdeki gibi çelik çomak oynamak isterim. Az ilerideki boş arsada dizlerimi yere koyarak tozlar içinde misket oynamak isterim. Kısa pantolonumla çıplak ayakla tozlu topraklı nadasa bırakılmış tarlada futbol oynamak,beni topla geçecek karşı takımın futbolcusuna yine çelme takıp onu düşürmek isterim. Kendi bahçemizde kirazımız olduğu halde komşumuzun bahçesindeki o kırmızı kirazları komşumuz görmeden koparmak büyük zevk verirdi bize. Bazen o ihtiyar amca bizi görür, "sizi gidi veletler sizi" diyerek yüzünden hiç eksik olmayan o sevimli gülüşüyle bizi kovalardı.Aslında bizi yakalamak için kovalamazdı galiba.O da bizi kovalamaktan belki de zevk alırdı. Bahçeye girdiğimizi görd

MEKTUP

  Sıcak bir mayıs gecesi ön balkonda oturmuşlar hem çaylarını içiyorlar hemde konuşuyorlardı.Anne elindeki iğne oyası işiyle uğraşırken kızı da yeni doğacak olan kızına bir şeyler örmekle meşguldü.Baba da bütün gün tekrar tekrar okuduğu gazetenin sanki kalmış gibi haberlerini okuyordu. “Kalemimi verirmisin kızım, dedi. “Hayrola bey !. Adam gözlüklerinin üstünden eşine bakarken “Bulmacasına bakacağım da, dedi. É kalmışmıki , dedi kadın.” Bir kaç boş kare var. ”kolay gelsin öyleyse , dedi kadın. “Bebek tam kış üstü gelecek,soğuklara denk geliyor ama hayırlısı olsun, dedi kadın. “Aman anne hayırlısı ile bir dünyaya gelsinde yazı kışı fark etmez, dedi kız. Baba da hem gazeteye bakıyor hemde gözlüklerinin üstünden fark ettirmeden kızının karnına bir göz attı ve içinden “ Vay be dede olacağız inşallah hey gidi günler hey ihtiyarladın artık bunu anla koca kurt,bak sanada kıs a bir süre sonra dede diyecek şipşirin bir torunun olacak diye geçirdi ve hafifçe güldü. “ Hayırdır bey,neye güldün, “