KEFİL
Cenazenin defin işinden sonra mezarlığın kapısında taziyeleri kabul eden oğluna başsağlığı ve sabır diledikten sonra mezarlıkta ayrıldım. Annemin ve babamın memuriyeti nedeniyle o köyde doğmuş,okula gidinceye kadar ben orada kalmıştım. Onu o zamanlarda tanımış ve sevmiştim. Sessiz ,sakin ve sevimli tavırlarıyla köylü tarafından sevilmişti. İlçede bir devlet dairesinde çalışmış,oradan da emekli olmuştu.Babası da köyde muhtarın yardımcısıydı. İlçeye yaz aylarının başlarında taze sebze,meyve ihracatçıları gelirdi. Bazıları ise ilçenin köylerinde kurdukları alım merkezlerinde o köy ve çevre köylerdeki üreticilerden alım yaparlardı. Köylerde alım merkezi kuran tüccarlar rahat alım yapabilmeleri için o köyden ,o köy ve çevre köylerden tanınan ,itimat edilen birisin veya birilerini alım yerinde çalıştırırlardı. Alım yapan tüccara bu kişi bir şekilde kefil de olurdu. Böylece tüccar köylülerden paralı, parasız ürün alırdı. Düzgün çalışan tüccarlar alımları için vadeli olarak ta olsa aldıklar ürünlerin bedellerini öderlerdi. Bu abimizin yanında çalıştığı tüccar birkaç sene gerek peşin gerekse vadeli aldığı ürünlerin parasını zamanında ödeyerek çevrede güven ve itimat sağlamıştı. Üreticilerde bu kişiye güvenerek tüccara ürünlerini vadeli olarak yüklü miktarda mal vermişlerdi. Nede olsa bu zamana kadar mal verdikleri tüccar paralarını söz verdiği tarihte ödemiş üreticileri mağdur etmemişti. Tüccar üreticiden vadeli olarak epey mal alıyor. Son alışından sonra üreticilere, paralarını söz verdiği tarihte ödeyeceğini söyleyip ayrılıyor. Ödeme zamanı gelince tüccardan eser yok. Üreticiler sabırla bekliyorlar ama tüccardan ses seda yok. Üretici soluğu tüccarın yanında çalışan köylüsünün yanında alıyorlar. "Biz sana güvendik de yanında çalıştığın tüccara malımızı verdik. Tüccarı ya bul paramızı alalım yada sen ödersin"diyorlar. Bu abimiz de" Bu böyle bir şey yapacak biri değil. Bir şey olmuştur." Desede o da korkmaya başlıyor. Abimiz tüccarın şirketinin bulunduğu yere gidiyor. Koydunsa bul... Etrafa sorduğun da , bu kişinin 30-40 gün kadar önce buradan gittiğini,nerede olduğunu kimsenin bilmediğini öğreniyor. Köye boynu bükük şekilde geliyor ama köylüye gerçeği söyleyemiyor. Ha bu gün ha yarın derken üreticide sabır kal mıyor ve abimizin kapısına dayanarak paralarını almak için sıkıştırmaya başlıyorlar. Bakıyor ki durum vahim,abimiz üreticinin parasını ödemek için başlıyor satılacak ne varsa:arazi,ev,arsa,araba başlıyor satmaya. Yettiğince üreticilere ödeme yapsa da sonunda satacak bir şey kalmayınca kız kardeşinin evinin avlusundaki samanlığa ailesiyle yerleşiyor ve burada yaşamaya başlıyor. Bu arada sağlığından da oluyor. İlçenin pazarının olduğu bir gün öğle tatilinden iş yerime dönerken arkamdan fısıltı halinde bana seslenildiğini duyuca döndüğümde seslenin bu abimiz olduğunu gördüm. Sanki dünyanın tüm yükü omuzlarındaymışıcasına iki büklüm olmuş,bitmiş bir haldeydi. "Buyur abi?" dedim. Yanıma yaklaştı,sanki kimsenin duymasından endişe ediyordu. Fısıltı şekilde "Ben bittim. Bir şeyim kalmadı. Bu gün eve ekmek götürecek cebimde param yok! Bana yardım edermisin?" dedi. "İnsanın başına her şey gelir abi merak etme buda geçer."dedim. Bir miktar para sıkıştırdım eline. Göz göze geldik gözlerinden yaşlar akıyordu. Elleriyle göz yaşlarını silerken " Bir gün ödeyeceğim ! "dedi. "Önemli değil abi !" dedim. Yıkık bir halde kalabalığa karıştı. Daha sonra öğrendiğime göre vilayette bir sitede ailesiyle birlikte site görevlisi olarak çalışıyormuş. İşte burada çalışırken rahatsızlığı artıyor , felç geçirerek burada vefat ediyor. Vasiyeti üzerine köye getirip gömülüyor. Mezarlıktan ayrılıp arabama binmeden dönüp abimizin gömülü olduğu yere baktım... İyi niyetin sonu bumu olmalıydı ? Arabamla şehre dönerken yağmur çiselemeye başlamıştı. Kamil ERBİL
 
Yorumlar
Yorum Gönder