BİR YUDUM UMUT
BİR
YUDUM UMUT
Yaşlı
adama ve Zeynep'e doğru bir adım atarak, "Hazır mısınız?" diye
sordum. Yavaşça başlarını salladılar ve ayağa kalktılar. "Hadi o zaman,
birlikte yeni bir başlangıç yapalım," dedim ve onları bekleme alanından
çıkarak ofisimin bulunduğu alana doğru yönlendirdim.
Yolda
yürürken, yaşlı adamın ellerindeki yaş ve yaşanmışlık izleri dikkatimi çekti.
Her adımında biraz daha belirsiz, ama kararlı bir şekilde yürüdüğünü
görebiliyordum. Zeynep ise büyükbabasının elini sıkıca tutmuş, zaman zaman
etrafa bakarak benimle iletişim kurmaya çalışıyordu. Gözlerinde bir umut ışığı
vardı ama aynı zamanda korku da saklıydı.
Ofisime
vardığımızda, müdürümle hızlıca göz teması kurdum. Onun yanına gelerek hızlı
bir şekilde durumu anlattım. "Bu amca ve torunu, iş bulma konusunda zorluk
çekiyorlar. Onları desteklemek için bir şeyler yapmalıyız."
Müdürüm,
yaşlı adamın ve torununun yanına yaklaştı. Güven verici bir sesle,
"Merhaba, ben de burada duyduğunuz nice hayallerin gerçekleşmesine
yardımcı olmak için buradayım," dedi. "Sizlere nasıl yardımcı
olabileceğimize bir bakalım."
Yaşlı
adam, başını eğerek, "Çok teşekkürler," diye söze başladı. "Bir
iş bulsak, hem Zeynep'in eğitimine devam etmesi, hem de benim ona bakmam daha
kolay olur."
Müdürüm,
düşünerek onlara birkaç soru sormaya başladı: "Ne tür işler
yapabiliyorsunuz? Hangi becerilere sahipsiniz?"
"Gençliğimde
inşaat işlerinde çalıştım," dedi yaşlı adam. "Ama artık yaşım
ilerlediği için ağır işler yapamam. Bunun yanı sıra, çeşitli tamir işleri gibi
şeylerde de tecrübem var."
Müdürüm,
"Bu harika," dedi. "Belki yerel işletmelerle bağlantı
kurabiliriz. Zeynep, sen neler yapıyorsun? Okulda hangi dersleri
seviyorsun?"
Zeynep,
biraz çekingen bir şekilde, "Ben en çok resim yapmayı seviyorum. Sanatı
seviyorum," dedi.
Müdürüm
bunun üzerine, "Biliyor musun, bu çok önemli bir yetenek. Zeynep, yerel
bir sanat atölyesiyle bağlantı kurabilirim. Belki orada bir kurs bulabilirsin.
Aynı zamanda bize yardım edebileceğin küçük işler de olabilir," dedi.
Yaşlı
adamın gözlerinde bir umut belirdi. "Gerçekten mi? Bu çok güzel
olur," dedi.
Bu
süreç, sadece onların hayatında bir değişim yaratmakla kalmayacak; aynı zamanda
benim de içimdeki yardım etme arzusunu besleyecekti. Bu insanların hayatına
dokunmak, benim için bir sorumluluk değil, bir ayrıcalıktı. Aklımda yeni
fikirler şekillenirken, birlikte güzel bir yolculuğa çıkacağımızı düşündüm.
Müdürüm,
Zeynep ve yaşlı adama hazırladığımız iş başvurusunu gösterdi. "Hadi bu
belgeleri dolduralım. Sizin için en iyi fırsatları bulmaya çalışalım."
Hızla
işlemleri tamamladık; gülümsemeler ve umut dolu düşünceler arasında ortamda
yeni bir enerji belirmişti. Gelirlerse, bu küçük değişikliklerin nasıl büyük
etkilere yol açabileceğini düşünmeden edemedim. Kim bilir, belki de daha iyi
günler çok yakındaydı…
Kamil
Erbil
Yorumlar
Yorum Gönder