Yağmurlu Bir Günde
Yağmurlu Bir Günde
Park sorunuyla karşılaştığım için şehir merkezine dolmuşlarla çıkmıştım. Niyetim Öğle namazını Ulucamide kıldıktan sonra bu şehri şöyle gönlümce gezmek,daha sonrada akşam için çiçek ve çikolata yaptırmaktı.
Camiye girdiğimde kürsüde hoca efendi vaaz veriyordu. Anladığım kadarıyla vaazın konusu ana ve babaya itaatti. Günlerden Cuma olduğundan camii hınca hınç dolmuştu. En arkada da hanımlara ayrılan yeride hanımlar doldurmuştu.
Namazdan çıktığımızda dışarıda ahmak ıslatan dedikleri şekilde yağmur yağıyordu. Böyle hafif yağışlı havalarda yürümek ten hoşlanıyordum.
Camii nin ön kapısından çıkıp,havuzun yanından alt geçitten caddenin karşısına geçecektim. Caddeye çıktığımda yağmur biraz daha hızlanmıştı. Dükkanların önünden ,bu şehri tekrar yaşamak istercesine yavaş yavaş yürüyordum
Setbaşı köprüsünü geçince hemen sağdaki bizim gençliğimizde “Mahvel” denilen kahvehane,çay bahçesini görünce bahçeden içeri girip bahçede şemsiye altında bir masaya oturdum. Biraz sonra gelen garson"Beyimne alırsınız?" diye sordu. "Bir çay alayım lütfen," dedim. Hava hafif serin olduğundan çayın sıcacık olması hoşuma gidiyordu.
Masada otururken, etrafta oturan insanların sohbetlerine kulak misafiri oldum. Kimi işten, kimi ailevî meselelerden bahsediyordu. Etrafta çocuklar oyun oynuyor, gençler telefonlarıyla ilgileniyordu. Bir an, geçtiğim yollarda geçmişte ben de bu insanlarla birlikte o günleri yaşamış gibi hissettim.
Çayım geldiğinde, fincanı elime alıp birkaç yudum içtim. Aniden aklıma, akşam için almayı düşündüğüm çiçek ve çikolata geldi. "Acaba nereden alabilirim?" diye düşündüm.
Çayımı bitirdiğimde, hava biraz daha açmıştı. Şemsiyemi kapatıp dışarı çıktım. Hızlanan yağmur sonrası caddede su birikintileri oluşmuştu. Koşarak caddenin karşısına geçtim ve çiçekçinin önüne geldim. Dükkanın renkli çiçekleri beni cezbetti. İçeri girdim ve fiyonkla süslenmiş bir buket çiçek seçtim. “Bunu paketleyebilir misiniz?” diye sordum.
Çiçeklerim hazırlandıktan sonra, çikolata almak için bir pastaneye geçtim. İçeri girdiğimde ortamın mis gibi tatlı kokusu beni karşıladı. Çeşit çeşit çikolatalar vitrinlerde sıralanmıştı. “Buradan en güzel olanlarından birkaç tane alacağım,” dedim içimden.
Bir süre geçtikten sonra istediğim çikolataları seçip, cüzdanımdan parayı çıkarırken günün huzurunu içimde hissettiğimi fark ettim. Sonunda içimi ısıtan bir gün geçirmiştim. Geçmişle ve sevdiklerimle dolu anıları geride bırakarak, eve doğru yola çıktım. Bu şehir, bana bir dolu hatıra ve huzur vermişti.
Kamil Erbil
Yorumlar
Yorum Gönder