ABLAM
ABLAM
Ofis
camından dışarı bakarken, gözlerim kararmıştı birden. Düşüncelerim dalga dalga
zihnime hücum etti. Kulaklarımda ablamın sesi çınladı:
"Ne zaman geliyorsun kardeşim, çok özledim seni."
Boğazım düğümlendi. Onu en son ziyaret edeli neredeyse iki yıl olmuştu. Yoğun
iş temposu, şehir hayatı, ertelenen planlar… Ama şimdi, her şey bir anda
anlamını yitirmişti.
Ablam,
doğduğumdan beri hayatımın en özel parçasıydı. Annem genç yaşta vefat edince, o
hem abla hem anne oldu bana. Okula o hazırlardı beni, saçımı o tarardı. Yaptığı
yemekleri hâlâ hiç kimse yapamaz. Canı sıkıldığında eline dikiş makinesini
alır, saatlerce dikerdi. "Evlenince sana takım yapacağım," derdi.
Oysa kendi çeyizi, çocuk yaşta evlendiği için yarım kalmıştı.
O küçük
yaşında evin yükünü sırtlandı, hiçbir zaman şikâyet etmedi. Biz okula giderken
o sabah erkenden kalkar, sofrayı kurar, akşam yemeklerini hazır ederdi. Babam
hastaydı, ağrılarıyla boğuşurdu. Ablam, gece gündüz demeden onun da yükünü aldı
omuzlarına.
Sonra bir
gün, kendi evliliğine yol aldı. Köyden bir delikanlı istedi ablamı. Babam,
“Kızımın kaderiyle oynayamam,” diyerek razı oldu. Biz ağlarken ablam sustu.
Kimseye belli etmeden gitti. O evde yıllarca sessiz kaldı. Eşi kötü müydü
bilmem ama ablam neşesini yitirmişti.
Yıllar geçti.
Ben büyüdüm, iş sahibi oldum. Ablamın sesi telefonda hep neşeliydi ama içinde
bir hüzün saklıydı. “Her şey yolunda” dese de bilirdim, yolunda olmayan çok şey
vardı.
Geçen hafta
telefon geldi. Yengem aradı, sesi titriyordu:
“Abin fenalaştı, hastanedeyiz.”
“Abim değil mi, ablam mı?”
Sessizlik…
“Koş, gel… ablan yoğun bakımda.”
Dünya başıma
yıkıldı. Arabaya nasıl bindiğimi, o yolları nasıl geçtiğimi hatırlamıyorum.
Gözümde bir tek ablamın yüzü. Hastane koridorlarında geçen saatler, çaresizlik
ve pişmanlıkla doluydu.
Geç kaldım.
Ablam gözlerini bir daha açmadı. O güçlü kadın, o suskun melek artık yoktu. Ben
hâlâ kulaklarımda onun sesini taşıyorum:
“Ne zaman geliyorsun kardeşim?”
Şimdi
ofisimde pencereye bakarken, içimden bir ses yükseliyor:
“Affet abla… seni hep sevdim…
ama çok geç kaldım.”
Kamil Erbil
Yorumlar
Yorum Gönder