Gazeteci Çocuklar
Gazeteci Çocuklar
Gençliğimizde sabah gazetelerini erkenden bulmak ne mümkündü! Gazeteler, sağlam bir karton ya da sert plastik bir kılıfa yerleştirilir, butomar bir kayışla omuza asılır, sokak sokak dolaşan çocuklar tarafından satılırdı. Hem abone olanlara ulaştırılırdı hem de yolda görenlere bağırarak satılırdı.
“Hürriyet! Milliyet! Akşam!” diye yankılanırdı o ince sesler sokak aralarında. O çağrılarda bir yaşam enerjisi, bir mücadele vardı.
Gazeteyi elimize almak öğle saatlerini bulurdu çoğu zaman. O da şanslıysak… Ama ne gam! Gazete dediğin, haberden öte bir şeydi o zamanlar; dünyayla kurduğumuz bağ, umutla beklediğimiz ses…
Yanlış hatırlamıyorsam, en ucuz gazete 10-15 kuruş civarındaydı. O küçük meblağla bir dünya açılırdı önümüze. Ne internet vardı ne televizyon; haberin, fikrin, yorumun tek kaynağıydı o sararmaya yüz tutmuş kağıt yaprakları.
Şimdi ise o sesler yok. O çocuklar, o sokaklar sessiz… Ama o günleri hatırladıkça içimde sıcak bir şey kıpırdıyor. Belki de bir gazete kâğıdının mürekkep kokusunda saklı kaldı gençliğimizin hatırası.
Kamil Erbil
Yorumlar
Yorum Gönder