Ben Bir Hiperaktifim

 Ben Bir Hiperaktifim

Koşarken Düşünmek: Bir Hiperaktifin İç Dünyası

Bazıları için hayat yürüyerek yaşanır, benim içinse hep koşarak…

Koşarken düşünürüm. Koşarken hayal kurarım. Oturduğum yerde kalmak, bana dünyadan dışlanmak gibi gelir. Çocukken, sırada otururken dizlerimi durmadan sallardım. Ellerim kıpır kıpır, gözlerim başka dünyalarda… Öğretmenim “Dikkatini topla!” derdi. Oysa dikkatimi toplayacak kadar boş bir alanım yoktu içimde. Her şey üst üste gelirdi.

Adı vardı bunun: Hiperaktivite.

Hiperaktivite,"Dürtüsellik, aşırı hareketlilik ve dikkat eksikliği ile seyreden bir nörogelişimsel bozukluk" olarak tanımlanır. Ne kadar soğuk bir tanım değil mi? Oysa bu tanımın içinde   ben vardım, benim kalbim, benim zihnim.

Ben o çocuklardan biriydim. Oğlunu “yerinde duramıyor” diye doktora götüren bir annenin elini tutan çocuktum. Hep hareketliydim, ama nedenini kimse bilmezdi. Yaramaz sanıldım. Hatta tembel. Ne acıdır; çok şey bilirsiniz ama sınavda ilk sorudan sonrasını okuyamazsınız. Çünkü zihniniz başka bir hikâyeye atlamıştır.

Hiperaktiflik sadece çok hareketli olmak değil; kontrol edemediğin bir ritmin içinde yaşamak demektir.

İçinizde sanki biri sürekli düğmelere basar: "Kalk!", "Bak şuraya!", "Hayır, şimdi şunu yap!", "Dur, düşünme, konuş!".

Ve siz, bütün bunlara karşılık vermeye çalışırken sadece "Dikkatini ver!" diyen gözlerle karşılaşırsınız.

Ama şunu da öğrendim: Bu bir eksiklik değil. Bu bir farklılık.

Doğru yönlendirilirse, bu kıpır kıpır zihin, harikalar yaratır.

Bir hiperaktif çocuk, iyi bir gözlemci olabilir. Yaratıcıdır. Cesurdur. Risk almaktan korkmaz. Sevgiyle yaklaşırsanız, tüm enerjisini iyilik için harcar.

Farklıysan, Kendi Sesini Bulman Zor Oluyor


Bir gün bir öğretmenim, yüzüme bakıp şunu dedi:

“Sen kötü çocuk değilsin. Sadece farklısın.”

Farklılığım kabul edilince, ben de kendimi kabul ettim.

Hiperaktiflik, bir eksiklik değilmiş. Bir yönelim, bir renkmiş. Biraz sabır, biraz anlayış, biraz da doğru yönlendirmeyle hayatım düzene girdi. Şimdi yazabiliyorum mesela. Saatlerce bir sayfanın başında kalabiliyorum. Ama hâlâ arada kalemle oynuyorum, hâlâ bir köşede ritim tutuyorum… Çünkü o da benim bir parçam.

Beni anlamayan çok oldu. Ama bir gün biri "Sen sadece farklısın" dedi. O gün değiştim. Kendime bakışım değişti

Eğer çevrenizde yerinde duramayan bir çocuk varsa…

Sakince gözlerinin içine bakın.

O sadece hareketli değil…

O, dünyayı farklı bir hızda yaşayan biridir.

Kamil Erbil




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYAKKABI BOYACISI

Tadı Kalmadı

OTUR.. SIFIR...