Yerimde Duramıyorsam, Kalbim De Durmuyordur
Yerimde Duramıyorsam, Kalbim De Durmuyordur. Ben hep hareketliydim. Çocukken de öyleydim, şimdi de. Bir kolum masaya dayanır, diğer elimle kalem çevirmeye başlardım. Ayağım yere tempo tutar, gözüm pencereye takılırdı. Sınıfta hocanın tahtaya yazdığı yazının başını okur, sonunu hayal eder, arada başka diyarlara giderdim. Sonra biri adımı bağırırdı: "Dinlemiyor musun sen yine?" İnanın, dinliyordum aslında. Ama benim dinlemem başkalarınınkine benzemiyordu. Bir kulağım dersteydi, diğer kulağım hayal kuruyordu. İçimde hep bir şey vardı. Adını o zamanlar bilmiyordum. Sonradan koydular: hiperaktif dediler. Ama bu kelime bana "arıza" gibi geldi hep. Oysa ben bir arıza değil, başka bir ritimdim. Biraz hızlı, biraz ani, biraz sabırsız… ama içten, canlı ve hayata hep aç. Büyürken en çok duyduğum cümle buydu: "Yerinde dursana biraz!" Ama bilselerdi… Durmak bazen içimde bir boğulma gibi olurdu. Oturduğum yerde kalınca, sanki dünya üstüme gelirdi. Ellerim, ayaklarım,...