Hey Gidi Günler
Hey Gidi Günler Hey… Okullar kapanınca, içimi bir sevinç kaplardı. Tatilin başladığı daha ilk günlerde, valizimi apar topar hazırlar, annemin rahmetli ablasının köyüne gitmek için sabırsızlanırdım. O köy ki, her bahçesinden bir dere geçer, her evin önünden su şırıltısı duyulurdu. Yaz sıcağının en ağır bastığı günlerde, hem dinlenmek hem de teyzemlere yardım etmek için bir buçuk, bazen iki ay kalırdım orada. Sanki başka bir dünyaydı orası… Şehirde yorgun düşen ruhum, o köyde yeniden can bulurdu. Teyzemin evi, köyün hemen dışında, bayırın eteğinden geçen derenin kıyısındaydı. Bahçesinin üst tarafından dere akardı; yazın sıcağında bile o suyun sesi içimizi serinletirdi. Ev, bodrum üstüne kurulmuş iki katlı, taş gibi sağlam bir köy eviydi. Alt katta, büyükçe bir sofa vardı. Renk renk örme kilimlerle kaplı, duvar kenarlarına yer minderleri serilmişti. Önü tahta paravanlarla ayrılmıştı ama bahçeyi rahatça görebilirdin. Sofanın bir köşesinde mutfak, diğer ucunda odalar; en sağda ise yuk...